İSLAM NEYİ EMREDER?
üAllah ve elçisi, bir konuda hüküm verdikten sonra, artık inanmış bir erkek ve kadının, kendi işlerinde tercih hakları yoktur. Ama böyle bir hakkı kendilerinde görerek, Allah'a ve elçisine isyan eden kimse, apaçık bir sapıklıkla sapıtmış olur.AHZAB:36üDe ki: "Rabbim, sadece(ancak) fuhşiyatı, onun açık ve gizli olanını, günahları, haksız yere isyanı, haklarında hiç bir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi yasaklamıştır". (A'RAF/33)
üSen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.ARAF:199
ü Vaktiyle biz, İsrailoğullarından: Yalnızca Allah'a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve "İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" diye de emretmiştik...BAKARA:83
ü Hani, “Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız” diye de sizden kesin söz almıştık...BAKARA84
ü İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır...BAKARA:177
ü Onlar, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperen, başlarına gelen musibetlere sabreden, namazı dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayan kimselerdir. -HACC 35
ü “Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. Çirkin işleri, fenalık ve Azgınlığı da yasaklar. O düşünüp futasınız diye size öğüt veriyor. (NAHL – 90)
üEy Peygamber! Mümin kadınlar, Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, (kız) çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira getirmemek (gayri meşrû bir çocuk düyaya getirib de onu kocalarına nisbet etmemek, kendilerine emrettiği) herhangi bir iyilik hususunda sana isyan etmeme üzere sana (teslimiyetle) söz verdikleri zaman, biatlerini (söz ve teslimiyyetlerini) kabul et. Onlar için Allah’dan mağfiret dile; çünkü Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.” MUMTEHINE:12
üAllah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez. –NİSA:36
üAllah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. NİSA :58
ü Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.NİSA:136
üFakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü’minler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. O namazı kılanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir mükâfat vereceğiz.NİSA:162
ü De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın. Düşünesiniz diye Allah size bunları emretti. (EN'AM/151)
ü Rahman'ın kulları yeryüzünde alçak gönüllülükle yürürler ve bilgisizler kendilerine laf attıklarında 'selam' derler. Gecelerini Rablerine secde ederek ve kıyam durarak geçirirler.Onlar, şöyle diyenlerdir: “Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı sürekli bir helâktir!FURKAN:63/64/65
ü Ve onlar, infâk ettikleri zaman israf etmezler ve kısmazlar (cimrilik etmezler). Ve bu ikisi arasında orta bir yol tutarlar.Onlar, Allah ile beraber başka bir ilâha kulluk etmeyen, haksız yere, Allah’ın haram kıldığı cana kıymayan ve zina etmeyen kimselerdir....FURKAN:67/68
üOnlar, yalana şahitlik etmeyen, faydasız boş bir şeyle karşılaştıkları zaman, vakar ve hoşgörü ile geçip giderler. Onlar, kendilerine Rabblerinin âyetleri hatırlatıldığı zaman, onlara kör ve sağır kesilmezler.Ve onlar öyle kişilerdir ki Rabbimiz derler, eşlerimizden, soylarımızdan, gözlerimizi aydınlatacak kişiler ihsân et bize ve bizi, çekinenlere rehber kıl. İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin yüksek makamlarıyla mükâfatlandırılacaklar ve orada esenlik dileği ve selâmla karşılanacaklardır.FURKAN:72/73/74/75
ü Onlar, namazlarında huşû duyanlardır.Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler.Ve onlar, zekâtı verenlerdir.Ve onlar, iffetlerini (ırzlarını) koruyanlardır.Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar.MÜMİNUN:2/3/4/5/6
ü Yine onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler.Onlar ki, namazlarını kılmağa devam ederler.MÜMİNUN:8/9
ü Şüphesiz müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mü’min erkeklerle mü’min kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah’a derinden saygı duyan erkekler, Allah’a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah’ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.AHZAB:35
ü“Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.”“Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah, hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez.”Ve yürüyüşünde mütevazi (alçakgönüllü) ol ve sesini alçalt (alçak sesle konuş). Muhakkak ki seslerin en çirkini, elbette hamırın (merkebin) sesidir.LOKMAN:17/18/19
ü (Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir.ŞURA:36/37/38/39
İMANIN ŞARTLARI
ü Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.NİSA:136
ü ..."Kendi bağına girdiğin zaman: "Bu Allah'dandır, benim kuvvetimle değil, Allah'ın kuvveti ile olmuştur, deseydin ya!... KEHF:39
ü Allah’ın dilemesine bağlamadıkça (inşâallah demedikçe), hiçbir şey için ‘bunu yarın yapacağım’ deme! Bunu unuttuğun takdirde Allah’ı zikret ve ‘umarım Rabbim beni, doğruya bundan daha yakın olan bir yola iletir’ de.” (18/Kehf, 23-24)
ü Allah’ın dilemesine bağlamadıkça (inşâallah demedikçe), hiçbir şey için ‘bunu yarın yapacağım’ deme! Bunu unuttuğun takdirde Allah’ı zikret ve ‘umarım Rabbim beni, doğruya bundan daha yakın olan bir yola iletir’ de.” (18/Kehf, 23-24)
ü Siz savaşta onları kendi kuvvetinizle öldürmediniz, lâkin Allah öldürdü (Ey Resulüm) Attığın vakit sen atmadın, lâkin Allah attı. Ve bunu, Allah müminleri güzel bir imtihana tâbi tutmak için yaptı. Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitir ve bilir. ENFAL:17
üAllah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler, ancak Allah’a tevekkül etsinler.ALİ-İMRAN:160
ü Allah’ın izni olmaksızın hiçbir musibet başa gelmez...TEGABUN:11
ALLAH'TAN BAŞKA GAYBI KİMSE BİLMEZ
ü Gaybın anahtarları yalnızca O’nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Allah’ın bilgisi dâhilinde, Levh-i Mahfuz’da) olmasın.ENAM:59
ALLAH HER ŞEYİ ÖNCEDEN BİLİR (KADER MESELESİ)
ü Gerek yeryüzünde görülen, gerekse başınıza gelen her musibet tarafımızdan yaratılmadan önce kesinlikle bir kitapta belirlenmiştir. Bu ayrıntılı planlama Allah için kolay bir iştir.HADİD:22
ü Şüphesiz biz, her şeyi bir (kadere) ölçüye göre yarattık.Kamer:49ü Gerek yeryüzünde görülen, gerekse başınıza gelen her musibet tarafımızdan yaratılmadan önce kesinlikle bir kitapta belirlenmiştir. Bu ayrıntılı planlama Allah için kolay bir iştir.HADİD:22
ü Allah, sizin gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir.Muhammed:19
ü O, gökten yere, (yukarıdan aşağıya) işleri düzenler, sonra da o işler, sizin saydıklarınızdan bin yıl kadar olan bir günde O'na yükselir.Secde:5
ü Gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Lehv-i mahfuzda) bulunmasın.Neml:75
ü Hiçbir şehir yoktur ki biz o şehri, kıyâmetten önce helâk edip hâk ile yeksan etmeyelim, yahut şiddetli bir azâba uğratmayalım. Bu, kitapta (levh-i mahfuz'da)yazılmıştır, taktîr edilmiştir.İsra:58
ü Her insan için önünden ve arkasından takip edenler (melekler) vardır. Allah'ın emrinden dolayı onu gözetirler. Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. Allah bir kavme de kötülük (ceza) murad etti mi, artık onun geri çevrilmesine de imkan yoktur. Onlar için Allah'dan başka bir veli de bulunmaz.Rad:11
Not: Yukarıdaki ayetlere benzer kaderle ilgili ayetlerin genel düşüncesi, Allahın her şeyi bildiği, tüm olayların önceden planlandığı şeklindedir.Fakat kişilerin nasıl tepki vereceği tamamen kişinin iradesindedir.
"Sizden hiçbir kimse ve hiçbir can hâriç olmamak üzere, muhakkak herbirinin cennetten ve cehennemden olan yeri (takdîr edilip) yazılmıştır. Ve her bir kimse muhakkak şakı yâhud saîd olarak yazılmıştır" buyurdu.Buhari,Cenazeler:82
PEYGAMBERLER :
Kim Allah’a ve Peygambere inanmazsa bilsin ki, şüphesiz biz, inkârcılar için alevli bir ateş hazırladık.FETİH:13
Muhammed, Allah’ın Resûlüdür...FETİH:29
Ey kitap ehli! Artık size elçimiz (Muhammed) gelmiştir. O, kitabınızdan gizleyip durduğunuz gerçeklerden birçoğunu sizlere açıklıyor, birçoğunu da affediyor. İşte size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap (Kur’an) gelmiştir.MAİDE:15
Sizin dostunuz ancak Allah’tır, Resûlüdür ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü’minlerdir.MAİDE:55
Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Resûle itaat edin ki size merhamet edilsin.NUR:56
Allah’a ve Resûlüne düşmanlık edenler, kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır...MÜCADELE:5
Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları veya oğulları veya kardeşleri ya da akrabaları olsa bile Allah'a ve Peygamberine karşı gelenlere, sevgi beslediklerini göremezsin.MÜCADELE:22
Allah kendisine ortak koşmayı elbette bağışlamaz, bundan başkasını dilediğine bağışlar. Allah’a ortak koşan kimse, şüphesiz büyük bir günahla iftira etmiş olur.NİSA:48
Allah, kendisine ortak koşulmasını elbette bağışlamaz, bundan başkasını dilediğine bağışlar. Allah’a ortak koşan kimse derin bir sapıklığa sapmış olur.NİSA:116
"Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah’ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslâm’ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın." TEVBE:29
Allah’a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki elçimize düşen sadece apaçık bir tebliğdir.TEGABUN:12
.....O halde siz (gerçek) müminler iseniz Allah'tan korkun, aranızı düzeltin, Allah ve resulüne itaat edin. ENFAL:1
Yahudiler, “Üzeyr, Allah’ın oğludur” dediler. Hıristiyanlar ise, “İsa Mesih, Allah’ın oğludur” dediler. Bu, onların ağızlarıyla söyledikleri (gerçeği yansıtmayan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkâr etmiş kimselerin söylediklerine benziyor. Allah, onları kahretsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar!TEVBE 30
Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. TEVBE:71
Kim kendine doğru yol besbelli olduktan sonra peygambere muhalefet eder, müminlerin yolundan başkasına uyup giderse onu döndüğü o yokla bırakırız. (Fakat ahirette) kendisini cehenneme koyarız. O ne kötü bir yoldur.» NİSA:115
Allah’ın, (fethedilen) memleketlerin ahalisinden savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar; Allah’a, peygambere, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet (ve güç) hâline gelmesin diye (Allah böyle hükmetmiştir). Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. HAŞR 7
· NOT: Bu ayet daha çok o an paylaşım konusu olan mallar için geçerli.
[ peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin.]
Çünkü ümmîlere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitab'ı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O'dur. Kuşkusuz onlar önceden apaçık bir sapıklık içindeydiler.(Allah, o peygamberi) onlardan henüz kendilerine katılmayan başkalarına da göndermiştir. CUMA :2-3
İşte bu Allah'ın, iman edip salih ameller işleyen kullarını müjdelediği şeydir. De ki: 'Ben buna karşılık sizden yakınlıktan dolayı olan sevgiden başka bir ücret istemiyorum...ŞÜRA:23
Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah’a, size indirilene ve kendilerine indirilene, Allah’a derinden saygı duyarak inanırlar. Allah’ın âyetlerini az bir değere satmazlar. Onlar var ya, işte onların, Rableri katında mükâfatları vardır. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.ALİ-İMRAN:199
Allah'a ve O'nun Resûl'üne îmân ederseniz ve Allah'ın yolunda canlarınızla ve mallarınızla cihad edersiniz. İşte bu, sizin için hayırdır. Keşke bilseniz.SAFF:11
O gün zalim, ellerini ısırarak diyecek ki: "Ne olurdu, resulle birlikte bir yol tutsaydım.FURKAN:27
İşte, inkâr ettikleri, âyetlerimi ve resûllerimi alaya aldıkları için onların cezası cehennemdir.KEHF:106
HZ.MUHAMMED DE BİZİM GİBİ BİR İNSANDIR, BAŞINA GELECEKLERİ BİLMEZ , O VAHYOLUNANI BİLDİRİR:
De ki: 'Ben peygamberlerin ilki değilim; benim ve sizin başınıza gelecekleri bilmem; ben ancak bana vahyolunana uymaktayım; ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.'Ahkaf:9
De ki: "Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim; yalnızca bana sizin ilahınızın tek bir ilah olduğu vahy olunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın."Kehf:110
De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Bana ilâhınızın bir tek İlâh olduğu vahy olunuyor. Artık O'na yönelin, O'ndan mağfiret dileyin. Ortak koşanların vay haline!FUSSİLET:6
İSRA VE MİRAÇ OLAYI:
üBir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.ISRA:1
üSana: 'Rabbin şüphesiz insanları kuşatmıştır' demiştik; sana gösterdiğimiz rüya ile ve Kuran'da lanetlenmiş ağaçla, sadece insanları denedik. Biz onları korkutuyoruz, fakat bu onlara büyük taşkınlık vermekten başka birşeye yaramıyor.ISRA:60
üSizin bu arkadaşınız Muhammed, ne sapıttı, ne azıttı. Ve o, hevasından (kendiliğinden) konuşmaz.(O'nun söyledikleri), sadece O'na vahyolunan vahiydir.Çünkü onu güçlü kuvvetli biri (Cebrail) öğretti.O fevkalade bir güçle donatılmış bir melek olup, o an geldiğinde kendini gerçek şekli ve hüviyeti ile gösterdi. Ufkun en uç noktasında görünerek. Sonra (Muhammed'e) yaklaştı, (yere doğru) sarktı.Böylece iki yay mesafesi kadar, (hatta) daha yakın oldu.Böylece O'nun kuluna vahyedeceği şeyi vahyetti.Kalp gördüğünü yalanlamadı. O'nun gördükleri hakkında onunla tartışıyor musunuz? Andolsun ki Cebrail'i bir başka inişte de görmüştü. Son sınır ağacı, sidretü'l-müntehâ yanında. O ağacın yanında Me'vâ cenneti vardır. Sidre'yi neler kaplamıştı neler! Ne gözü kaydı ne de belirlenen sınırı aştı. Andolsun ki Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü. NECM:2...18
ŞEFAAT ALLAHA AİTTİR ,DİLEDİKLERİNE (AHD ALMIŞ KİMSE) BU YETKİYİ VEREBİLİR
Kuranda şefaat ile alakalı yaklaşık 24 ayet geçiyor:
Ve öyle bir günden korunun ki, kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez, kimseden şefaat da kabul edilmez, kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir yardım da yapılmaz.BAKARA:48
Ey iman edenler! Kendisinde hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin bulunmadığı bir gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. Kâfirlere gelince, onlar zalimlerdir.BAKARA:254
... İzni olmadan huzurunda şefaat edecek olan kimdir?..BAKARA:255
Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur'an'la uyar. Onlar için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi vardır. Gerekir ki Allah'tan korkarlar.ENAM:51
...Allah'tan başka hiç bir dost ve hiçbir şefaatçi bulunmadığını Kur'ân ile hatırlat. ...ENAM:70
...Allah'tan başka hiç bir dost ve hiçbir şefaatçi bulunmadığını Kur'ân ile hatırlat. ...ENAM:70
... Allah'ın size göre ortağı olduklarını iddia ederek yardımlarına, şefaatlarına güvendiğiniz ortakları yanınızda görmüyoruz. Aranızdaki bütün bağlar artık kesilmiş, güvendiklerinizin hepsi kaybolup gitmiştir...ENAM:94
... O'nun izni olmaksızın hiç kimse şefaatçi olamaz....YUNUS:3
Allah'ı bırakıyorlar da, kendilerine ne fayda, ne de zarar verebilecek olan şeylere tapıyorlar ve "Bunlar bizim Allah katında şefaatçilerimizdir." diyorlar...YUNUS:18
(O gün) Rahmân (olan Allah)'ın katında bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.MERYEM:87
O gün, Rahmân'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnud olduğu kimselerden başkasının şefaatı fayda vermez.TAHA:109
Rahmân (olan Allah, melekleri) evlât edindi, dediler. Hâşâ! O, bundan münezzehtir. Bilakis (melekler), lütuf ve ihsana mazhar olmuş kullardır.Onların sözleri, hep onun emrine uygundur ve onlar, dâimâ onun emrini yerine getirirler.Allah onların yaptıklarını da, yapacaklarını da bilir ve onlar Allah'ın hoşnut olacağı kimselere, şefaat edebilirler ve hepsi de, Allah korkusundan dolayı titrerler.ENBİYA:26,27,28
Şefaatçimiz de yok.(Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır, anlamında)ŞUARA:100
Sizin için O'ndan başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi! Artık düşünmeyecek misiniz?SECDE:4
Allah'ın huzurunda şefaat da fayda vermez. Ancak izin verdiği kimseninki müstesna.SEBE:23
Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? ZÜMER:43
De ki: "Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz."ZÜMER:44
Yaklaşmakta olan o felaket (kıyamet) gününü de onlara haber ver. O dem ki yürekler gırtlaklara dayanmıştır, yutkunup dururlar. Zalimler için ne ısınacak bir dost vardır, ne de sözü dinlenecek bir şefaatçi.MÜMİN:18
Onların Allah'ı bırakıp da tapdıkları putlar şefaat hakkına sahip değillerdir. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler şefâat edebilir.ZUHRUF:86
Not: Bu ayetin meali tartışmalıdır.
Göklerde nice melek var ki Allah'ın dileyip razı olduğuna izin vermeden önce onların şefaatları hiç bir işe yaramaz.NECM:26
TEVESSÜL ( ARAYA ARACI KOYMA ):
üBiz her peygamberi -Allah'ın izniyle- ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan bağışlanmayı dileseler, Resûl de onlar için istiğfar etseydi Allah'ı ziyadesiyle affedici, esirgeyici bulurlardı.NİSA:64
ü(Ya'kub:) Sizin için Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O çok bağışlayan, pek esirgeyendir, dedi.Yusuf:97
KADER
ü (Allah), yaptığı şeylerden mesul (sorumlu) değildir(sorgulanamaz). Ve onlar, (yaptıklarından) mesuldür (sorgulanırlar). ENBİYA 23
· Delil: Eyyub aleyhisselam Allah (cc)'a karşı hiçbir günah işlemediği halde bela ve hastalığa maruz kalmıştır. Amaç bir suçun karşılığında cezalandırmak değil ,imtihandır.
üBaşınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder.ŞURA:30